SATIŞ PROFESYONELİNİN MİTLERİ
Dr. Melik Karabıyıkoğlu'ndan blog yazısı;
Geçenlerde bir kafede otururken isteyerek yan masamda konuşan iki kadının söylediklerine kulak misafiri oldum. İkisininde kendi sektöründe iyi perakendecilik yapan iki firmanın satıcısı olarak mağazada çalıştıklarını anladım. Yaptıkları konuşma daha çok birbirlerine dert yanarak, karşılıklı moral ve motivasyonlarını aşağıya çeken bir diyalogdu. Satırbaşlarına odaklanmak aslında hangi gerçeklerin karşımızda olduğunu anlamamıza yarayacaktır diye düşünüyorum.
- Mağazada benden daha iyi bilen yok. Bana ihtiyaçları var.
- Köleler bile bizden daha iyi çalışıyor.
- Çalıştığım kitapçıda boş zamanlarımda kitap okuduğum için uyarıldım.
- Üniversiteye gitmedim, şimdi açıköğretimde okuyorum. Bu bana yetiyor.
- İşten çıkartılırken, “hiçbir alacağım yoktur” ibareli kağıdı imzaladığım için primlerimi alamadım.
- Prim yerine serbest saat uygulaması yapıyorlar ama istediğim zaman kullanamıyorum. Son üç isteğimde müdürüm eleman eksikliğinden kullandırmadı.
- Kahvaltı yapmadan işe başlamam. 15 dakika geç başlasam ne olur ki? Akşam telafi ederim.
Bana çok tanıdık gelen konuşma oldu. Eminim sizlerde bu tür konuşmalara defalarca şahit olmuşsunuzdur.
Kendini, işini ve çevresini geliştirmek için uğraşmak yerine yıkıcı eleştiriler üzerine kurduğu dünyasında hem kendi hem çevresindekilerin motivasyonunu aşağıya çekerek hiçbir şey elde edemeyeceğini anlamak gerekir. Diğer yandan bu konuşmada yöneticilerin ve insan kaynaklarının alması gereken mesajlarda bulunduğu çok net.
Satışa profesyonelce bakmak, bütünsel olarak değerlendirmek gerektiğini söylerken; bilgi ve tecrübeyi artırmak kadar tutumuda göz ardı etmemek gerektiğini söylemek gerekir. Yönetsel açıdan baktığımızda da iyi bir yönetici olmak birlikte çalıştığın insanların aynı hedefe gitmek için seni içtenlikle takip etmesini gerektirmektedir.
Herkesin kendi üzerine düşeni yapması ümidiyle…